basın özetleri, 14.12.23

Politis gazetesinin ana haberi:
“Yurttaşların yasal dinlenmesi böyle oluyor – Son 15 yıl içinde onaylanan 3 yasa tasarısı istihbarat teşkilatı kyp ve polise bizi dinleme izni veriyor” başlıkları altındaki habere göre

Son 15 yıl içinde Meclis tarafından onaylanan ve ulusal hukukumuza endekslenen 3 yasa görüşme gizliliğinin kaldırılmasına ve telefonlarımızın gerçek zamanda izlenmesine olanak veriyor. Bu yasalar Hükümet, KYP veya polis tarafından suiistimal edildiği takdirde gazetecilerin dahi kaynaklarının açıklanmasına izin veriyor.

Μevzuat ve Anayasa takip etmeye izin veriyor yeter ki iki önkoşuldan bir tanesi yerine getirilsin: Ulusal güvenlik konusu oluşturması ya da cinayet, yolsuzluk, kara para aklama, terör, casusluk, insan ticareti, uyuşturucu ticareti ve çocuk pornografisi gibi ciddi bir cezai suçun aydınlatılmasına hizmet etmesi.

Yürürlükte olan mevzuat Başsavcıya, telefonları dinlenmiş olan şahsı dinlendiği dönem ve nedenleri hakkında yazılı olarak bilgilendirme mecburiyetini getiriyor.

*

Filelefteros gazetesinin ana haberini aktaralım:

“Tornaritis ile zemin kazandılar – DİSİ, DİKO, DİPA arasında Lefkoşa’da işbirliği – Tornaritis adaylığı Anita’nın elini çözdü, diğer cepheler halen açık”

Lefkoşa belediye başkanlığına Nikos Tornaritis ismi üzerinde anlaşma sağlanmak üzere. DİSİ’nin Meclis sözcüsünün DİSİ, DİPA ve DİKO’nun Lefkoşa’dan belediye başkanı adayı olması senaryosuna üçlü işbirliği partileri tarafından pozitif karşılandı. DİPA’nın Tornaritis’e desteğine kesin gözüyle bakılırken DİKO’nun onay vermesi olasılıkları yüksek. Söz konusu gelişme başkent adayı için çıkar yol bulmuş olan DİSİ liderliğini rahatlattı.

*

Alithia gazetesi Nikos Hristodulidis’in Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ankara’ya davet edilmesi konusuna bugün de devam ediyor:

“DİSİ’den Hristodulidis’e soru: Neden gizledi?” başlıkları altında gazetenin öne çıkardığı noktalar şunlar:

Cumhurbaşkanı ulusal sorunumuz konusunda büyük hata yaptı.

Türkiye Cumhurbaşkanı onu Ankara’ya davet etti –Cumhurbaşkanı olarak değil-. O partileri bilgilendirmek yerine sadece yakın çalışma arkadaşlarını bilgilendirdi.

Alithia elde ettiği bilgileri yayınlamadan önce Cumhurbaşkanına sordu. Ama o bu konuda bir şey söylemek istemedi.

DİSİ’li Onufrios Kullas “Ortada önemli sorular var. Böyle bir şeyi neden gizledi? Cumhurbaşkanı partileri bilgilendirmekten neden korktu? Cumhurbaşkanının cevabı ne oldu? Ankara’nın ne düşündüğünden bağımsız Hristodulidis Kıbrıs Cumhuriyeti cumhurbaşkanıdır. Böyle bir ziyaret dolaylı olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımak anlamına gelecekti” dedi.

Cumhurbaşkanının Ulusal Konsey’i toplantıya çağırmaması yüzünden Hükümet ile DİSİ arasında çatışma. Annita Dimitiru “Parti liderleri ve kurumların olanları basından öğrenmesi olmaz” şeklinde vurguladı.

*

Haravgi gazetesinin ana haberi:
“Hali arazi ve Kuris Deresine denetimsiz müdahaleler – Sayıştay yasal olmayan balık çiftliği ve bir işletme tespit etti.”

Şehir Planlama Dairesi 2020 yılında inşaat izni verdi ama kararının gerekçelendirmesini yapmadı

Yasadışı biçimde suni göl, restoran, motel işlevi gören ahşap evler ve sauna odaları inşa edildi ve işletiliyor

Araştırmanın sonucunda elde edilen bulgular OLAF komisyonuna iletilecek. Bu arada Bağımsız Yolsuzlukla Mücadele Komitesine de şikayette bulunulacak

*

Kıbrıs Rum gazetelerinin diğer haberlerinden bazı seçmeler:

Haravgi gazetesinden:

“Bütçe toplumun Baskıcı sorunlarına cevap vermiyor”

Hükümetin bütçesi büyük sorunlara yüzeysel bir biçimde dokunuyor. AKEL bu nedenle bütçeye ret oyu verecek. AKEL bütçenin topluma, orta sınıfa, köylere ve küçük işletmelere çözümler sunmadığını ve ülkenin kalkınma modelinin yapısal çarpıklıklarına cevap vermediğini savunuyor.

Ηabere göre Hristodulidis hükümetinin hazırlayıp Meclis'e sunduğu ve önümüzdeki hafta Meclis'te görüşülmesi ve oylanması beklenen bütçeye ilişkin soru ve görüşlerle verimli bir tartışmanın ardından AKEL Merkez Komitesi, oybirliğiyle ret oyu verdi.

*

“Çiftçiler sözel değil fiili destek talep ediyor”

Patates ve buğday üreticileri hâlâ daha 2022 yılının tazminatlarını bekliyorlar. Hayvan üreticileri de hâlâ süt litresi başına on sentlik desteği. Yaptıkları açıklamada “Enerji maliyetinin büyük artışına rağmen Hükümet parmağını dahi kıpırdatmıyor” dediler.

*

“Düşük ücretliler için, en düşük ücretlileri dışarda bırakan anlaşma – AKEL: Hükümet sendikalarla olan anlaşmasını ve seçim öncesi vaatlerini ihlal etti”

AKEL dün yaptığı açıklamada, düşük kamu ücretleri konusunda Hristodoulidis Hükümeti'nin yalnızca sendikalarla olan anlaşmasını ihlal etmekle kalmayıp, aynı zamanda bizzat Nikos Hristodoulidis'in A1 baremindeki etkilenenlere yönelik seçim öncesi taahhütlerini de ihlal ettiğini vurguladı.

*

Filelefteros’tan:

“Okullarda buling – Uzmanlar kriminalize edilmesi konusunda anlaşamıyorlar”

Eğitim Bakanlığı, psikologlar ve eğitimciler okul bulinginin kriminalizasyonuna ve bullying yapan çocuklara suçlu muamelesi yapılmasına çekincelerini ortaya koydu.

*

“Kıbrıs bankalarının performansı zirve yaptı»

Avrupa Bankaları Otoritesi’nin dün açıkladığı veriler Kıbrıs'taki bankaların 2022'ye göre oranı büyük ölçüde artırarak, özsermaye getirisi verimi en yüksek bankalar arasında ikinci sıraya yükseldiğini ortaya koydu.

*

Politis’ten:

“Trimiklini’de kafalarına göre kesip biçiyorlardı – Balık çiftliğinde yasa dışı işler”

Sayıştay raporu, Kouri Nehri'nden su alınarak Trimiklini'deki ruhsatsız tesislere nakledilmesiyle ilgili şikayetlerin yanı sıra diğer yasadışı faaliyetlerin yapıldığını da doğruluyor. Suçla Mücadele Birimi MOKAS ayrıca kara para aklama faaliyetlerine ilişkin iddiaları da araştırırken, Yolsuzlukla Mücadele Kurumu da soruşturma yürütüyor.

*

“Kıbrıs ve yaptırımlar - Dört şirket daha kara listede”

Dört Kıbrıslı şirketin daha eklenmesiyle Amerika'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımların listesi uzuyor. AB, yaptırımların ihlal edilmesini içeren faaliyetlerin suç sayılması yönünde ilerliyor.

*

Haravgi gazetesinden bir makale...

İmza Eleni Mavru, başlık “Kaybetmekte olduğunuz Akama’ya veda edin”

Akama'da başlatılan projelerle ilgili son birkaç haftadır izlediklerimiz, en iyi niyetli gözlemciye bile dilini yutturuyor.

Akama Ulusal Orman Parkı'nın Sürdürülebilir(?) Kalkınma Planı kapsamındaki projelerin bir süre önce tantanayla başladığını hatırlatırım. Sürdürülebilir kelimesine soru işareti koymam tesadüfen değil. Bir milli parka 58 km'lik ek yol ağı, 7 giriş ve çok sayıda altyapıyı hangi sürdürülebilirlik kavramı kabul edebilir? Diyeceksiniz ki bu ayrı konu.

Çalışmalar kapsamında yolların keyfi olarak genişletildiğini, büyük yol projelerinde ve taş ocaklarında gördüğünüz ağır makinelerin kullanıldığını, eşsiz bitki örtüsü örneklerinin molozlar tarafından ezildiğini gördük...

"Gördük" diyorum ama bu tam anlamıyla doğru değil. Zira çalışmayı takip etme görevini yürüten Orman Dairesi hiçbir şey görmedi! Ve 14 Kasım 2023 günü saha ziyareti gerçekleştiren sorumlu Tarım Bakanı, "çalışmaya aykırı hiçbir tespitte bulunmadığını söyledi! Varsın çevre örgütleri bas bas bapırsın.

Konunun Meclis Çevre Komisyonu'na ulaşması gerekti ve "şok" olan Cumhurbaşkanı bizzat müdahale ederek çalışmaları durdurdu ve en nihayet bakanını idari soruşturma emri vermeye zorladı.

Ve bütün bunların ardından, büyük çevresel ve finansal maliyetleri olan yığınla yasa dışılığa ve usulsüzlüğe atıfta bulunularak sonuç açıklandı. Ama sorumluluklar yetim bırakıldı... Sorumlu olanlar isimlendirilmedi, tam tersine, hem sorumlu bakan hem de hükümet temsilcisi açıklamalarında çevre onayının birçok önemli şartının apaçık bir biçimde ihlal edildiğini açıkça kabul etmekten kaçındılar.

Bir devletin bu kadar hassas bir konunun idaresinde bu kadar sorumsuzca davranıldığını ortaya koyan bir sonuca varıp da kimseye en ufak bir sorumluluk yüklememesi mümkün müdür? Nihai imar planlarının, yetkili makam tarafından Planı değerlendiren özel komisyona sunulmaması ve kimseden açıklama istenmemesi mümkün müdür?

İşin endişe verici yanı ise bakanın, raporun "Akama Planının tasarımının ve uygulama şeklinin baştan, yeniden değerlendirilmesi" gerekliliğini ortaya koyduğunu söylemesidir. Ancak bulgulardan açıkça anlaşılan bir şey varsa o da, tasarımların ve operasyonların, başlangıçtan itibaren uygulamaya konulan yasal olarak bağlayıcı kısıtlamalarla tam olarak uyumlu hale getirilmesi gerektiğidir. Bulgular, tasarımların ve çalışmaların, ilk etapta uygulamaya konulan yasal olarak bağlayıcı kısıtlamalarla tamamen uyumlu hale getirilmesi gerektiğini apaçık gösteriyor.

Ve bütün bunlar, içeride ve dışarıda şeffaflığı, hesap verebilirliği ve iyi yönetimi teşvik ettiği konusunda ikna edici olmaya çalışan bir devlette oluyor...