basın özetleri 15.12.23

Alithia gazetesinin ana haberi “Erdoğan Hristodulidis’e daveti konusunda havaalanı kulisinde bilgi verdi – Atina ziyaretinin öncesinde ve bir saatlik temas boşluğunda” başlıkları altında. Şöyle yazıyor:

Alithia gazetesinin Atina’daki diplomatik kaynaklardan edindiği bilgilere göre Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 7 Aralık’ta Atina’daki resmi ziyareti başlamadan bir saat önceki boşluk sırasında diplomatları Nikos Hristodulidis’i Ankara’ya davet etti konusunda bilgilendirdi.

Türk Cumhurbaşkanın uçağı Atina’ya programlanmış saatten bir saat erken vardı ve bu oluşan boşluk sırasında Erdoğan Kıbrıs sorununa da değinilen bir dizi temas ve tartışma fırsatını buldu.

Alithia’nın bu olayı ortaya koymasından sonra Erdoğan’ın ayaküstü yapılmasından yararlanılarak resmi olmayan davetinin önemsizleştirilmesi çabaları yapılıyor. Ama… Cumhurbaşkanı Hristodulidis'in Erdoğan’a “müzakerelerin yeniden başlama ihtiyacından söz etmesi de yine ayaküstüydü.

*

Politis gazetesi ana haberini “Kıbrıs sorunu izlenim yaratmanın mengenesinde – Erdoğan’ın Cumhurbaşkanını daveti vesilesiyle – Davet hem dolaylı olarak doğrulandı hem de yalanlandı” başlıkları altında veriyor.

Habere göre Cumhurbaşkanının Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Türkiye’ye davet edildiğine dair haberin sızması vesilesiyle iç cephede karşılıklı suçlamalar ve izlenim yaratma oyunları yaşanıyor.

Cumhurbaşkanı Hristodulidis kendisinin sızdırdığı bilgileri yalanlıyor ama böyle bir görüşmeyi istediğini de söylüyor ve diğerlerini Kıbrıs sorununda izlenimlere hiç gerek olmayan bir zamanda izlenim oyunları çevirmekle suçluyor.

Muhalefet de aynı motif üzerinde hareket ediyor. Bir yandan Cumhurbaşkanını eleştirirken öte yandan Ulusal Konseyi toplamasını talep ediyor. Bu arada da gün ışığını gören bazı bilgilere göre muhalefet Hristodulidis’in Türk Cumhurbaşkanıyla görüşmesinden ve konuşulanlardan haberdardı.

*

Filelefteros gazetesinin ana haberi de sağlık alanı ile ilgili.

“6 sendika Devlet Sağlık Hizmetleri Kurumu OKİPİ’ye karşı – Devlet hastaneleri yanardağ” başlıkları altındaki habere göre

Hastane personeli itiraz, vurgulama ve sorularla dolu 8 sayfalık metin hazırladı. Bu belgeyle hastane personeli İdare’ye olan güven eksikliğini ifade ediyor. Devlet Sağlık Hizmetleri Kurumu OKİPİ’nin toplu sözleşmelere dair yaptığı son önerinin de kabul edilemeyeceğini bildiriyor. Sabit görüşlerini yineliyor ve diyalog kapısını açık bırakarak sorularını ve itirazlarını dile getiriyor, önemli gördükleri noktaları vurguluyorlar. Hastanelerde durumun nasıl gelişeceği muğlak. Göründüğü kadarıyla bu kez gelişmeleri belirleyecek olan Hükümetin tepkisi olacak.

*

Haravgi gazetesinin ana haberi de sağlık alanıyla ilgili. Aktarıyoruz:

“Devlet hastaneleri hakkında karar alma işini özel doktora verdiler - Devlet Sağlık Hizmetleri Kurumu OKİPİ’nin Yönetim Kurulunda ve ortada ciddi uyuşmazlık meselesi var”

Sağlık Bakanlığının genel müdürlüğünden Uyumsuzluk Soruşturma Komitesi'ne bu konuda mektup geldi, Komite işi savsaklıyor.

Kamu hastaneleri için karar alma süreçlerinde özel kesimde çalışan bir doktorun bulunmasının ne kadar uyumlu olduğu tartışmalıdır.

Devlet Sağlık Hizmetleri Kurumu OKYPY'nin Yönetim Kurulu işi tam anlamıyla "çok gizli" olan stratejik planlamayı yapar!

Habere göre Uyumsuzluk Soruşturma Komitesi Sağlık Bakanlığının Genel Müdürü Hristina Yannaki’nin, OKİPİ’nin bir Yönetim Kurulu üyesinin buradaki makamıyla iliği uyuşmazlık olup olmadığını soran mektubuna halen cevap vermedi. Haravgi gazetesinin güvenilir kaynaklardan aldığı bilgilere göre söz konusu üyenin GESİ'nin listesine göre özel olarak tıp mesleğini icra ettiği iddiası nedeniyle Sayıştay’a uzlaşmazlık nedeniyle isimsiz şikayette bulunuldu.

*

Filelefteros’tan kısa kısa diyerek basın özetlerimize devam ediyoruz.

Filelefteros gazetesinden:

“Cumhurbaşkanı davet edildiği takdirde Ankara’ya gitmeye hazır - Davet yaygara kopmasına neden oldu”

Erdoğan’ın davetinin kopardığı gürültü içte devam ederken Cumhurbaşkanı Hristodulidis davet edildiği takdirde Türkiye’ye gitmeye hazır olduğunu söyledi.

*

“Sağlık Sigortası Kurumu OAİ herkese yönelik YESİ eğitimi hazırlıyor – Kampanya başlıyor”

Bilgi ve talimatların yer aldığı formlar hazırlanıyor, genel nüfusun yanı sıra yaşlı ve kronik hastalara yönelik kampanyalar yürütülüyor.

*

“Gazetecilerin izlenmesine yönelik suçlu sessizlik”

Geçen Salı günü Avrupa Konseyi ile Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu arasında yapılan, Avrupa medyası özgürlüğü ile ilgili ama aynı zamanda gazetecilerin izlenmesini öngören düzenlemeyle ilgili son toplantıda Kıbrıs sessiz kaldı. Kıbrıs Hükümeti temsilcisi söz konusu tartışmalı 4. Madde için hiçbir özlü görüş ortaya koymadı.

Bu konuyla ilgili bir de makalemiz olacak s d.

*

Eleni Konstandinu imzalı ve “Gazetecilik özgürlükleri tartışılmazdır” başlıklı dünkü Haravgi gazetesindeki makaleyi aktarıyoruz:

Hükümet, şu anda Avrupa kurumları tarafından tartışılmakta olan ve gazetecilerin güvenlik nedeniyle devletin istihbarat servisleri tarafından izlenmesini öngören düzenlemeye rıza gösterip göstermeyeceği konusunda iki gündür net bir görüş belirtmiyor?

Mevzubahis olan şey Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu arasında müzakerelerin son aşamasında olan konu, Avrupa'da medya özgürlüğünü düzenleyen yönetmeliktir. Hatta görünen o ki, müzakerelere ülkemiz de katılmış, şimdiden birçok tepkiye yol açmış olan söz konusu tartışmalı düzenlemeye ilişkin olumlu görüş bildirmiştir.

Hem Kıbrıs'ta hem de Avrupa'da gazeteci sendikaları bir yandan memnuniyetsizliklerini dile getirirken öte yandan da, söz konusu hükmün geri çekilmesi için harekete geçtiler.

Tabi şu ana kadar sadece 7 ülke bu hükmü destekledi; bunların arasında Kıbrıs ve Yunanistan da var; bunlar gözetleme uygulamaları nedeniyle kendini tam bir suç fırtınasının içinde bulmuş ülkeler. Casus van tipi aracı, ardından da "başka ülkelere ihraç edilişini" hatırlayacaksınız. O halde ülkemizin casus van tipi araç ve İsrail şirketleriyle alışveriş konuları nedeniyle hâlâ çok zor durumda olduğu bir dönemde, hükümetin neden böyle kabul edilemez bir hükme razı olduğu sorgulanabilir. Esas itibarıyla gazetecilerin işini ve güç merkezleri üzerindeki kontrollerini zorlaştıran bir hükme.

Bu hükmün uygulanması halinde basın özgürlüğünün büyük bir darbe alacağı ve gazetecilerin ve kaynaklarının riske atılacağı kesindir.

Söz konusu hüküm, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü bakımından büyük riskler oluşturmaktadır.

Dolayısıyla sadece sözde değil, uygulamada da demokratik olan ülkeler, hiçbir şekilde güvenliği bahane ederek tehlikeli yan yollara girmemelidir.