basın özetleri 5.2.24

Filelefteros gazetesinin ana haberi:

“Cumhurbaşkanı, ailelerimizi tehdit ediyorlar – 38 daimi Cumhuriyet Savcısı’ndan Cumhurbaşkanına mektup – Öncesinde Hukuk Dairesi yetkilisiyle görüştüler”

Ciddi ceza davalarını ele alan Cumhuriyet Savcıları suç unsurları tarafından tehdit edildiklerini bir mektupla Cumhurbaşkanına ilettiler. Savcılar önlem tedbirleri yanı sıra maaş artışı da talep ettiler. Mevcut görüntüyü net bir şekilde ortaya koydular ve CCTV sistemi, alarm sistemi, çit kurulumu ve polis kontrolü istediler. Ortak mektuplarında maaş artışı da isteyen Cumhuriyet savcıları GRECO komisyonu ile İrlandalı bilirkişilerin raporlarına da atıfta bulundular. Devletin takındığı tavırdan dolayı hayal kırıklıklarını dile getirdiler.

*

Haravgi gazetesinin ana haberi:
“Borel Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni girişimden önce AB çerçevesini çizdi – Avrupa Birliği ve Türkiye’nin Kıbrıs sorunu konusunda işbirliği yapması ihtiyacı” başlıkları altında şu noktalar vurgulanıyor:
“Daha sıkı bir AB – Türkiye işbirliği için çağrı yapmalıyız ve tezatlardan kaçınmalıyız”

BM GS’nin kişisel temsilcisi Atina, Ankara, Londra ve Brüksel’de temas döngüsünü başlatıyor.

Türkiye önümüzdeki Nisan ayında yapılacak olan genişlemenin 20 yılı kutlamalarına davet edilecek.

Habere göre AB yüksek yetkilisi ve Dış Politika temsilcisi Josep Borel AB ile Türkiye arasında daha sıkı ilişkiler kurulması gerektiğine vurgu yaptı. Bu vurgulamayla AB’nin Kıbrıs sorununun çözülmesi maksadıyla müzakerelerin başlaması konusunda, içinde hareket etmeye niyetlendiği çerçeveyi çizdi.

AB Türkiye ilişkilerinin, Doğu Akdeniz’de mevcut durum ve Kıbrıs sorununun tartışıldığı AB Dışişleri Bakanları resmi olmayan toplantısından sonra yaptığı açıklamalarda Borel “Kanımca Türkiye’ye daha sıkı ilişkiler, çatışmalardan kaçınma ve işbirliğini çoğaltmak” konularında çağrı yapmalıyız, dedi. “Resmi olmayan dişişleri bakanları toplantısından çıkan sonuç Türkiye ile çıkarlarımızın kesiştiği konularda daha çok işbirliği yapmak ve çatışma kaynaklarından kaçınmak gerektiği oldu” şeklinde ekledi.

Dışişleri Bakanlığı bakanlar resmi olmayan toplantısında Kıbrıs Cumhuriyeti dışişleri bakanının da yer aldığını açıkladı.

*

Alithia gazetesinin ana haberi “Elektrik kontrolü piyasasının açılmasına blok – Elektrik Kurumunda greve yol açan yasa tasarısı uzatmadan uzatmaya gidiyor” başlıkları altında veriliyor. Ön sayfada öne çıkan noktalar şöyle:

Elektrik Kurumu sendikaları ilk kontrol yapılmasının rekabet konusu olmasını kabul etmiyorlar.

Konuya taraf olan diğerleri tesislerde MOT kontrolü ile birlikte, ilk kontrolden itibaren kontrolün açık olmasını savunuyorlar.

Elektrik tesisatçıları derneği Elektrik Kurumunun bugün yapmakta olduğu ücretlendirmelerin yasalar dâhilinde olup olmadığı konusunu masaya koydu.

Temsilciler Meclisi Ulaştırma Bakanlığı tarafından yeni düzenlemeler yapılmış olması nedeniyle bir aylık uzatma kararı verdi.

*

Ve Politis gazetesinin de ana haberi geçmişte açılan bir bebek bakıcısının bebeklere kötü davrandığına konusunu ele alıyor.

Başlıklar “Bebeklerdeki yaralar taciz sonucu mu ihmal sonucu mu kaza sonucu mu? – Bebek bakıcısının aleyhindeki deliller Hukuk Dairesinin mikroskobu altında” şeklinde.

Habere göre delilleri eline alan, üzerinde çalışacak ve bunları değerlendirecek olan Cumhuriyet avukatları 4 bebeğin vücudundaki yara ve darp izlerinin taciz mi, ihmali mi yoksa kaza sonucu mu olduğu konusunda karar verecekler. Söz konusu bebek bakıcısı hakkında yasa dışı çalışma ve tehdit etmeyle ilgili iki suç daha araştırılıyor.

En ciddi olay çocuk bakıcısının evinde 12.10.23 tarihinde gerçekleşti. 6 aylık bebeğin, röntgen sonucunda, kafasında kırık ve kanama olduğu tespit edildi. Bebek bakıcısı verdiği ifadede kendisine atfedilenleri inkar etti, çocukların yaralanmasının tesadüf sonucu ve “kötü zaman” meselesi olduğunu iddia etti.

*

Haravgi gazetesinden birkaç haber:

“Eğitim alanında grev hareketliliği – OELMEK 6 acil meseleden söz ederken Eğitim Bakanı askıda olan mesele olmadığını söylüyor”

Eğitim alanında grev çanları çalarken Eğitim Bakanı ile OELMEK sendikası arasında 6 ayrı konuda görüş ayrılığı belirdi. OELMEK Eğitim Bakanı Athina Mihailidu’ya gönderdiği mektupta acil olduğunu savunduğu 6 ayrı konuda sorun olduğu tespiti yaptı. OELMEK Başkanı Dimitris Talyadoros ilgili konularda karar alınması için 10 Şubat’a kadar mühlet verdi, aksi takdirde Örgütün Merkezi Yönetme Kurulunun toplanarak önlemler hakkında kararlar alacaklarını söyledi. Eğitim Bakanı OELMEK’in önlemlere atıfta bulunmasından dolayı memnuniyetsizliğini saklamadı. “Bu konular bize göre askıda değiller. Uzun zamandır masaya yatırdık. 5 konudan dördünde onlara cevabımızı vermiştik. Beşinci konuda da yakında bilgilendireceğiz” dedi.

*

“Yoksulluk sınırının altında yaşayanlarda Alzheimer riski 3 kat artıyor”

Avrupa İstatistik Ofisi'nin Kıbrıs'a ilişkin verilerine göre, Alzheimer ya da hafıza ve konsantrasyon güçlüğüyle bağlantılı başka bir hastalığa yakalanma riski, geliri yoksulluk sınırının altında olan hanelerde yaşayan kişilerde neredeyse üç kat daha fazla. Ayrıca, 65 yaşına kadar riskin erkekler için daha yüksek olduğu görülüyor, ancak daha sonra bu durum değişiyor, çünkü ileri yaş gruplarında hafıza veya konsantrasyon güçlüğü yaşayanların oranı kadınlarda çok daha yüksek.

• Ankette 16 yaş üstü Kıbrıslıların %5,7'si orta veya şiddetli hafıza ve konsantrasyon sorunları yaşadıklarını bildirdi. Bu oran yaklaşık 43 bin kişiye tekabül ediyor. Erkeklerde bu oran %5,3, kadınlarda ise %6,1.
• Kıbrıs'ta bu oran AB ortalamasına (%14,9) göre nispeten düşük olmasına rağmen, yaş, cinsiyet ve kişilerin sosyo-ekonomik durumuna bağlı olarak çok büyük farklılıklar bulunmaktadır.
• 16-29 yaş grubunda hafıza ve konsantrasyon güçlüğü yaşayanların oranı %0,9.
• 30-54 yaş grubunda hafıza ve konsantrasyon güçlüğü yaşayanların oranı %1,4.
• 55-64 yaş grubunda hafıza ve konsantrasyon güçlüğü yaşayanların oranı %4,2'dir.
• 65 yaş ve üzeri grupta ise her şey tersine dönüyor, Avrupa Ajansı'nın raporu ve Kıbrıs verilerine göre hafıza ve konsantrasyon sorunu yaşayanların oranı yüzde 22,1'e çıkıyor.

*

“Vatandaşlar, siyasi çevrelerin empoze etmek istediği ırkçılık ve yabancı düşmanlığının zincirlerini kırıyor - Irkçılığı ve yabancı düşmanlığını teşvik eden gruplarla bağları nedeniyle hükümete güvenmiyorlar”

Toplum, aralarında hükümetin de bulunduğu bazı siyasi çevrelerin dayatmak istediği ırkçılık ve yabancı düşmanlığına sırtını dönüyor ve Kıbrıslıların her şeyden önce insan olarak kalmaya devam ettiğini ortaya koyuyor.

Avrupa Komisyonu'na bağlı Avrobarometre’nin gerçekleştirdiği araştırmaya göre Kıbrıslılar, ihtiyaç sahiplerine insani yardım sağlanmasının en ateşli destekçileri arasında yer alıyor. Hatta vatandaşların büyük bir kısmı AB'nin bu yönde yaptıklarından gurur ve heyecan duyduğunu ifade ediyor.

Kıbrıslıların tek "itiraz"ı, yardımın üye ülkeler tarafından ayrı ayrı koordine edilmesi yerine AB tarafından koordine edilmesi gerektiği. Ve bu, toplumda hükümete karşı hâkim olan güvensizlikle bağlantılı gibi görünüyor, çünkü esas olarak hükümet içinde güçlü ırkçılık ve yabancı düşmanlığı işaretleri var.

Araştırmadan çıkan sonuçlardan bazıları şöyle:

• Kıbrıslıların %89'u AB'nin ihtiyaç sahiplerine sağladığı insani yardımları biliyor. Kıbrıslılarda bu oran %78 olan AB ortalamasının çok üzerinde olduğu belirtiliyor.

Kıbrıslıların %97'si insani yardım sağlanmasıyla ilgili faaliyetler için AB finansmanının önemli olduğunu düşünüyor. Hatta Avrupa Komisyonu'nun araştırmaya ilişkin raporunda, Kıbrıs'ta bu oranın Portekiz, Yunanistan, Malta, Slovenya ve İrlanda ile birlikte Avrupa'daki en yüksek oranlardan biri olduğuna işaret ediliyor.

Avrupa Komisyonu'nun ankete ilişkin raporunda "Danimarka, İsveç, Kıbrıs, Finlandiya ve Portekiz'deki katılımcıların olumlu duygular bildirme olasılıklarının daha yüksek olduğu, Romanya, Avusturya ve Almanya'daki katılımcıların ise olumsuz duyguları bildirme olasılıklarının daha yüksek olduğu" belirtiliyor.

Kıbrıslıların insanlığı, AB'nin insani yardım fonlarının artırılması mı yoksa azaltılması mı gerektiği (ki şu anda 1,5-2 milyar euro arasında değişiyor) konusunda ankete katılanların verdiği yanıtlarca da doğrulanıyor. Kıbrıslıların %48'i bu oranın aynı yüksek seviyelerde kalması gerektiğini söylerken, %47 gibi eşit derecede önemli bir oran daha da artması gerektiğini söyledi. Öte yandan sadece yüzde 2 oranında indirilmesi yapılması gerektiğini söylerken, yüzde 3'ü ise görüş belirtmedi.