basın özetleri 05.04.24

Filelefteros gazetesinin ana haberiyle başlayalım.

“Pahalılık bize kaldı – İstatistikler son dört yılın dramatik değişimlerini gösteriyor – 2020 yılından 2024 Mart’ına kadar tüketici fiyat endeksi yüzde 14 oranında arttı, gıda ürünleri enflasyonu ise yüzde 16’ya yükseldi.

İstatistik Dairesinin dün açıkladığı yeni verileri değerlendiren Filelefteros gazetesi 2020 Mart ayı ile (ki o dönemde enflasyon hemen hemen yüzde sıfır civarındaydı) 2024 Mart ayı arasındaki dönemi kıyasladı. Bu dört yıllık dönemde ciddi kümülatif artışlar oldu ve ürünlerin çoğuna endekslenmiş durumda. Ürün fiyatı artış ritminde ciddi düşüş olduğu halde ürün fiyatları çok yüksek düzeyde seyrediyor. 2020 Mart’ı ile 2024 Mart’ı arasındaki dönem tüketici fiyat endeksi kıyaslandığında görülüyor ki bu dönemde yüzde 13,9 oranında artış kaydetti, daha da kötüsü fiyat endeksi yüzde 15,8 oranında arttı.

*

Alithia gazetesinin ana haberi:

Gazetenin “Milyonlarca avroluk sözlü ihaleler – Hayret: İnovasyon Müsteşarlığında 2022’ye dair veriler yοk” başlıkları altında verdiği habere göre;

Maliye Bakanlığı, ulusal e-cüzdanın hazırlanmasının Kıbrıslı konsorsiyuma neden sözlü olarak verildiğini bilmiyor.

Milletvekili Ηaralambos Theopemptu'ya verilen cevap sadece açık rekabet olmaksızın on bin ihalenin verildiği oldu.

Bunlar, İnovasyon Müsteşarlığının 2020 - 2023 yıllarına ait 5 bin avroyu aşan tutarlardaki verilerinin ve sözleşmelerinin analiziyle ilgilidir.

Sayıştay Başkanı, bir sözleşme örneğinin denetiminden 108 milyon Euro tutarında doğrudan görevlendirmenin yapıldığını belirtti.

*

Politis gazetesinin ana haberi:

“Boşanma ile birlikte gizli servet ve gelirler de ortaya dökülecek – 4 yasa tasarısı Aile Hukukunda her şeyi değiştiriyor”

Aile Hukukunda büyük değişiklik getiren dört yasa tasarısı Meclis'e sunuldu. Değişiklikler, diğerlerinin yanı sıra, boşanmalar ve eski eşlerin mal varlıkları, nafaka düzeyinin belirlenmesi ve boşanmış ebeveynlerin çocuklarıyla ilişkileriyle ilgili.

Ayrı yaşayan eşlerin, nafaka miktarının belirlenmesi amacıyla getirilen, mal ve gelirlerini yeminli beyan yoluyla açıklama yükümlülüğü dikkat dikkat çekiyor. Eşlerin işverenleri de mahkemede bu konuda ifade verecek.

Eski eş, çocuklara bakmak için evliliğin en az son bir yılında çalışmamışsa iki yıla kadar nafaka alma hakkına sahip olacak. Ayrıca, ebeveynlere eşit muamele sağlanması amacıyla çocuğun, her iki ebeveynin soyadlarından oluşan çift soyadı taşıyabileceği hükmü de dikkat çekiyor.

*

Haravgi gazetesinin ana haberi:

“Gazze için timsah gözyaşları döküyorlar, İsrail’e de af kağıdı veriyorlar – Μeclis üçüncü kez İsrail'in suçlarını örtbas etti – “Yazıklar olsun siz din bilginlerine ve Ferisi ikiyüzlülere””

Ön sayfada öne çıkan noktalar:

DİSİ, ELAM, DİKO, DİPA ve EDEK Filistin halkına ve İsrail’in işlediği suçlara yönelik her atfı bloke etti

Meclis Başkanı Anita Dimitriu tarafından görülmemiş tutum. AKEL’in ağzını susturma taktikleri uyguladı.

DİKO’nun son anda sunduğu ve içinde ne Filistin ne de Filistinliler sözcüklerinin dahi geçmediği karar onaylandı

Habere göre;

Meclis'in dünkü genel kurulunda Gazze'deki gelişmelerle ilgili olarak Kıbrıs adına bir utanç sayfası daha yazıldı.

DİSİ ELAM ve iktidardaki ortak partiler, DİKO, DİPA ve EDEK ile işbirliği içinde, devam eden İsrail işgalini, Filistin halkı pahasına yapılan soykırımı ve Filistin halkına, siviller, çocuklar, sağlık ve medikal personeli, UNRWA ve bölgeye insani yardım götürmeye çalışan sivil toplum kuruluşları ve gazetecilere yönelik kanlı saldırıları açıkça kınayan AKEL tarafından sunulan karar taslağını engelledi.

Hatta DİKO'nun girişimiyle, AKEL'in kararına karşı, daha sonra masaya yatırılan ve içerisinde Filistin ve Filistinliler kelimelerinin bile yer almadığı bir karar onaylandı. Onaylanan kararın ilk metninde, yakın zamanda World Central Kitchen'ın 7 gönüllüsünün İsrail tarafından soğukkanlılıkla öldürülmesine ilişkin dahi bir atıf yapılmıyordu. AKEL’in karar taslağında da olan, hükümete İsrailli suçluların kınanması yönündeki tavsiye ise, ilk metinde olduğu halde, o da çıkarıldı.

*

Basın özetlerimizi “İkiyüzlülükle dolu kör gözler” başlıklı Kalli Antuna imzalı Haravgi’de yayınlanan makaleyle son veriyoruz.

İsrail devletinin soğukkanlı bir katil olduğu gerçeğini görmezden gelmeye devam eden herkes kör ve aptal olmanın yanı sıra, insan olarak anılmaya da layık değildir. İsrail devleti ve Bünyamin Netanyahu bir kez daha gerçek yüzünü gösterdi. İnsani yardım sağlanmasına müdahale etmekle hedefinin Filistinlilere yönelik soykırım sürecini "ekspres" prosedürlerle tamamlamak olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Önce suya, yiyeceğe, elektriğe tüm erişimler kesildi, ardından beslenme noktaları ve hastaneler bombalandı, şimdi de insani yardım ulaştırmayı amaçlayan sivil toplum örgütleri gönüllüleri de katlediliyor. İşin bir başka trajik yanı ise BM'nin ateşkes kararı oylamasında çekimser kalmaya devam eden Kıbrıs Cumhuriyeti de dâhil olmak üzere belirli devletlerin ve aynı zamanda yıllardır, hükümetinin Filistinliler’e çektirdiklerine hoşgörü göstererek Netanyahu’ya arka çıkan Kıbrıslı siyasi güçlerin ikiyüzlülüğü olmaya devam ediyor. Mazeretleri belli! “Beni besleyen eli nasıl ısırırım? İsrailli burjuvalar yatırım yapmak için Kıbrıs'a gelirken İsrail nasıl kınanır?"

Cumhurbaşkanı bir kez daha timsah gözyaşları dökerek yapıcı açıklamalar yapmakla yetindi ama o kadar. Hristodulidis, zorlu zamanların aynı zamanda cesur kararlar gerektirdiğini henüz anlayamadı. Doğru olan, yalnızca insani "World Central Kitchen" gönüllülerinin öldürülmesinin değil, aynı zamanda Netanyahu hükümetinin izlediği genel Filistinlilerin imhası politikasının da derhal ve açıkça kınanması olmalıdır. Aksi takdirde, hükümet sözcüsü, her gün Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarından sonra, şimdi yaptığı gibi, Cumhurbaşkanının açıklamalarını açıklamaya çalışmaya ve Cumhurbaşkanının söylemediği sözleri söylenmiş gibi göstermeye devam edecektir. Hükümet sözcüsü insani yardım kuruluşu WCK personeline yönelik ölümcül saldırının kınanmasının bir veri olması gerektiğini söylüyor. Bırakın siyasette ve özellikle uluslararası ilişkilerde, hayatta hiçbir şey veri değildir.

Filistin soykırımına son vermekten başka yol olamaz! Aksi takdirde sosyal medya ölen çocukların, bombalanan okulların ve hastanelerin fotoğraf ve videolarının altında kalacak. Yardım gönüllüleri hayatlarını riske atmaya, gazeteciler İsrail güçleri tarafından infaz edilmeye devam edecek. İsrail'de ve başka ülkelerde barışın savunucuları olan politikacılar ve aktivistler hapishanelerde sürnmeye devam edecek ve bunca yıldır kasıtlı olarak bütün bunları görmezden gelen ve gelmeye devam edenlerin vicdanları ağırlaşacak.